Sedef hastalığı, dünya nüfusunun yaklaşık %2’sini etkileyen, tıbbi ve sosyal kayıplara neden olan kronik, enfeksiyona bağlı bir deri hastalığıdır. Sedef hastalarında genellikle dizler, dirsekler, kafa derisi, göbek ve bel bölgesinde kırmızı benekler vardır. Diyet değişiklikleri, cilt lezyonlarını hafifleterek hastanın yaşam kalitesini artırabilir.

Sedef hastaları, doymuş yağ asitleri tüketimini sınırlamalı ve bunları, anti-inflamatuar etkileri olan çoklu doymamış omega-3 yağ asitleri ile değiştirmelidir. Sedef hastalarının diyet tedavisinde A vitamini, C vitamini, E vitamini, karotenoidler, flavonoidler ve selenyum gibi antioksidanların sağlanması çok önemlidir. Bu nedenle sedef hastalarının taze meyve ve sebze tüketimini artırması ve diyetlerine çay, kahve, bitki ve otları eklemesi, baharat gibi polifenol yönünden zengin ürünlere yer vermesi gerekir.

Son araştırmalar, kahvenin etkilerinin doza bağlı olduğunu göstermiştir. Düzenli ve ölçülü kahve tüketimi (günde 3 fincana kadar) sedef hastalığının semptomlarını azaltıcı ve anti-inflamatuar etkilere sahipken, daha fazla kahve tüketimi (özellikle günde 4 veya daha fazla fincan) sedef hastalığı riskini arttırıp, klinik semptomları şiddetlendirebilir.

Sedef hastalığının altında yatan neden bir bağışıklık sistemi bozukluğu olduğu için, bağışıklık sistemi hücrelerini düzenleyici etkisi olan D vitamininin yeterli düzeyde tutulması çok önemlidir bu sebeple takviye gerekebilmektedir. Kilo verme ve genel olarak glütensiz ve Akdeniz diyeti gibi alternatif diyetler, sedef hastalığının doğal seyrini ve tedaviye yanıtı iyileştirebilmektedir.

Yapılan çalışmalarda, diyetlerinden glüteni çıkaran hastalarda sedef lezyonlarında iyileşme olduğunu belirtilmektedir. Aksine olarak incelenen makalelerde sıcak, acı ve baharatlı yiyeceklerin tüketimi, domates ve sigara içmenin sedef hastalığına olumsuz etkisi olduğunu belirtilmiştir. Sonuç olarak Sedef hastalarının diyeti çok yönlü olmalı ve her hastaya göre uyarlanmalıdır. Hastalar alkol, hayvansal yağlar, kırmızı et, basit şekerler ve yüksek oranda işlenmiş gıdalardan uzak durmalıdır. Antioksidan kaynağı olan sebze ve meyvelerin yanı sıra omega-3 yağ asitleri üreten bitkisel yağlar, kabuklu yemişler ve deniz balıklarını da bol bol tüketmelidirler. Tam tahılları tercih etmeli ve bakliyat tüketimini arttırmalıdırlar.

Bahçeşehir MerveDiyet Merkezi Diyetisyenleri olarak bu yazımızda sedef hastalığında beslenme konusunu sizlerle paylaştık. Sizler de beslenme danışmanlığı almak isterseniz 0533 935 90 14 numarasından bize ulaşabilirsiniz